Panik Atak

Panik atak izmir de pek çok danışanımızın psikolog aramasına sebep olan bir sorundur. Panik atağı yılları aşmış pek çok panik atak mağduru sorunun çözümü için yardım aramaktadır. 

Yoğun korku ve huzursuzluk durumunun olduğu, aniden başlayıp, rahatsızlığın en geç 10 dakika içinde en üst düzeye ulaştığı ve 13 adet vücutsal ve düşüncesel belirtiden, en az 4 ünün varolduğu bir kaygı nöbetidir. Bu 13 belirti şunlardan oluşmaktadır:

1- Çarpıntı, kalp hızında artış, kalp seslerini duyuyor gibi hissetme
2- Terleme
3- Titreme ve ya sarsılma hissi
4- Boğulma ya da nefes alamama, nefesinin yetmediği hisleri
5- Tıkanma, soluğun kesilmesi hisleri
6- Göğüste ağrı veya göğüste bir rahatsızlık hissi
7- Bulantı ya da karında ağrı ya da karında bir rahatsızlık hissi
8- Baş dönmesi, dengesizlik, başta sersemlik hissi, bayılma hissi, yere düşecek gibi olma
9- Çevreyi olduğundan farklı, sanki gerçek değil gibi hissetme ya da kendini çevredekilerden ayrılmış, olağandışı, farklı bir şekilde algılama hali
10- Kontrolünü kaybetme, delireceğini düşünme seklinde bir korku
11- O anda, kalp krizi geçireceği ya da öleceği korkusu
12- Uyuşma, hissizlik, yanma, karıncalanma hisleri
13- Üşüme, ürperme, soğuk ya da sıcak basmaları, basından aşağı kaynar su dökülmüş veya hamama girmiş gibi olma

 
Panik atak hangi bozukluklarda görülebilir ?
Panik bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, sosyal fobi ve diğer fobiler, saplantı-zorlantı bozukluğu, madde kullanımına ya da vücutsal bir hastalığa bağlı kaygı bozukluklarında görülebilir.

Bir panik atak sebepsiz olarak aniden başlayabileceği gibi, belli bazı durum ya da ortamlarla ilişkili de olabilir. Örnek olarak korkulan bir hayvan (örümcek, kedi, köpek, fare, yılan görmek gibi), kalabalık bir ortamda bir faaliyet (konuşma, yemek yeme gibi) bir durumu takiben de başlayabilir.

Yukarıda belirtilmiş olan panik ataklarının aniden,beklenmedik zamanlarda ve tekrarlayarak oluşması ve en az 1 ay sureyle bu atakların tekrarlayacağı yönünde sürekli bir kaygı, atağın sonunda olabileceğini düşündüğü şeyler (ölmek, delirmek, kalp krizi geçirmek seklinde ) ile ilgili kaygı duyma ya da bu ataklarla ilgili olarak bazı davranışlarında değişiklikler yapma seklindeki bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlık başka bir madde kullanımı ya da başka bir vücut ya da psikiyatrik bir rahatsızlığa bağlı değildir.

Panik bozukluğu agorafobili ya da agorafobisiz olabilmektedir. Agorafobi sözcüğü eski Yunanca dan köken almaktadır. Agora pazar yeri, toplantı yeri, geniş meydan anlamına, fobi ise korku anlamına gelmektedir. Kişi yalnız kalmaktan, kaçmanın ,o ortamdan uzaklaşmanın kolay olmayacağı ya da her hangi bir rahatsızlık hissetme anında yardim alamayacağı topluma acık yerlerde olmaktan korku duymaktadır.

Bu kişilerde gördüğümüz bazı ortak özellikler arasında, tek başına dışarıya çıkamama ve yanlarına başka bir kişiyi de alma, kalabalık caddelerden geçememe, kalabalık mağaza, marketlere girememe, kapalı ortamlar (tünel, köprü ve asansörler gibi) ve kapalı araçlar (metro, otobüs, uçak gibi) dan kaçınma sayılabilir. İleri aşamalarda kişiler evlerinden çıkmayı reddedip, çevrelerindekileri de kendileri gibi evde tutmaya zorlayabilirler. Sosyal ilişkiler bozulup, boşanmalara yol açabilir.

PANİK BOZUKLUĞU TOPLUM VE TEDAVİ
Toplumda hastalığın hayat boyu görülme yaygınlığı % 1.5-3 arasında değişmekte olup, hastaların ¾’ ünü kadınlar oluşturmaktadır. Kadınlarda % 2.1, erkeklerde % 0.6 oranında görülmektedir. Kişilerin 1/10’u hayatları boyunca en az bir kez panik atak geçirmekte ve bunların yaklaşık olarak 1/6’si panik bozukluğa dönüşmektedir.

Panik bozukluğunun oluşumunda gelişimsel ve çevresel faktörler:
Çocuklukta yaşanan “seperasyon (çocukluk döneminde anne-baba sevgisinin kaybı, yaptıklarının anne ve babanın kalıpları ile uygunluk göstermemesi halinde terk edileceği korkusu) anksiyetesinin panik bozukluk ve agorafobi ile ilişkisi olduğu iddia edilmektedir. Panik bozukluğu hastaları ailelerinin “kendilerine düşük derecede bakim verdikleri ancak çok fazla koruyucu olduklarını” söylemektedirler. Boşanma, ölüm sebebiyle daha çocukken anne-babadan ayrılma yaşantıları olanlarda da panik atakları fazla görülmektedir.


Bilişsel-davranışçı terapiler panik atak semptomlarının azaltımasında ve sorunun çözümünde etkili olabilmektedir. Kişiye panik atakları ile ilgili olan yanlış bilgileri ve inançları gösterilir. Vücudundaki yanlış anlayıp,algıladığı ufak hislerin kendini ölüme götürmediği, bunların kısa sureli olduğu belirlenir. Böyle bir şey olduğunda durumu geçirmek için yapacağı şeyler gösterilir. (Bu terapiler alanında klinik psikoloji uzmanlığı olan psikologlardan alınmalıdır.)

Vakaların % 40-80’inde majör depresyon dediğimiz tablo hastalığa eklenip, durumu ağırlaştırmaktadır. Kişilerin bahsetmemesine karsın intihar riski yüksektir. Hastaların % 20-40’ında alkol ve madde bağımlılığı görülmektedir. Kişi ilerleyen donemde eve bağımlı hale gelebilmekte ya da hastane, eczane gibi yerlere yakın olmayı yeğlemektedir. Hasta bu konuya yakın olmayan branşta (kardioloji vb.) doktorları bir dolaşıp, gereksiz ya da yanlış tedaviler almaktadır. Çevresi ile iletişimi bozulan kişinin mesleki, sosyal, ailesel işlevselliği azalma görülür.

İzmir de panik atak sorunu yüzünden zorluklar yaşayan ve uzun yıllar süren tedavilere rağmen  sonuç alamayan kişilerden panik atak sorunuyla bize başvuranlara yardımcı olmaktayız. 

Dr. Psikolog Murat SARISOY

Randevu almak için 7/24 DANIŞMA HATLARIMIZ

Ekibimiz Hakkında Bilgi Almak İçin BİZ KİMİZ?

İzmir Psikolog – Gökyüzü Psikoterapi Enstitüsü Merkezimizin yeri için KONUM

Psikolog Dr. Murat SARISOY Hakkında Tarafsız Tavsiye Sitesinde Yazılan TAVSİYELER

Yazdığım ve basılmış kitapları görmek için KİTAPLARIM linkini inceleyiniz.

Etik, Bilimsel yaklaşımımız ve tam 30 yıllık tecrübemizle yanınızdayız…

Danışma ve Randevu Hatlarımız:

  • 0 232 464 00 60
  • 0 534 670 23 73
  • 0 554 580 25 10