Evlilik Öncesi Danışmanlığı ve Aldatma
- Hakim olamıyorum kendime söz geçiremiyorum,
- …?
- bir türlü kendimi anlayamıyorum,
- …?!
- neden böyle yapıyorum bilmiyorum,
- …?!!
- o da beni seviyor biliyorum
- …???
Evet yine üzerinde çok yazdığım konulardan biriyle başbaşayız. Bu sefer konu mu ne? Konu hakkında çok fazla bilgi vermeden önce biraz daha dialoglara ve hatta monologlara göz atalım. Atalım bakalım ki neler olmuş, ilişkilerde ne tür sorunlar yaşanabiliyor fikir sahibi olalım. Belki de söylenecek çok söz yok, durum ortada diyenleriniz vardır ya da konuyu hala anlamadık diyenler. İsterseniz biraz daha devam edelim. Bakalım, olay nereye doğru yol alacak?
- benim sesimi kaydetmiş telefonuna…
- …? Anlamadım bunu neden yapmış sizce?
- beni çok seviyormuş çünkü, geceleri kulaklığını takıp yatakta bunları dinliyormuş, bence çok romantik öyle değil mi sizce de?
- Yatakta karısının yanında yatarken evli bir adamın bunları dinlemesine romantik demem zor…
- …? ne yani değil mi?
- Kendiniz eşinin yerine koyun, siz ne hissederdiniz?
- …? eee …? şeyyy, bilmem ki…ama o beni seviyor… ama çok ağlıyor bırakmayayım onu diye…
- sizi sevdiğini söylüyor diyelim…
- siz de çok taraflı bakıyorsunuz beni seviyor o…
- siz onun sizi sevmesine ihtiyaç duyuyorsunuz, peki ya sizin sevgiliniz B. bey onu ele alalım, o bunları bilse ne hissederdi?
- evet B. beni istemeye gelmek istiyor…
- o da sizi seviyor değil mi?
- ? ama şey …? çok üzerime geliyorsunuz…
- …???????
- telefonunu bana verdi… ses kayıtlarını dinledim ben de çok hoşuma gitti…
- neleri kaydetmiş?
- ooohhooo herşeyi kaydetmiş bir de başka bir kadının sesi vardı, onunla konuşmalar kısaydı, yine yanı yerde buluşalım falan diyordu kadına…
- …? anlamadım hangi kadın bu?
- arkadaşmışlar, kız buna çok yazmış, ama anlattı bana işin aslını, aslında şarj cihazı onda kalmış, ondan bir yerde buluşup geri almış.
- …? yani başka biri daha mı var?
- yok yok başka biri daha… kız yazmış ona, o yüz vermemiş…
- peki ya ‘’yine aynı yer’’ nasıl oluyor o zaman
- hımm, şey… bak onu sormadım…
- …?
Yukarıda ki dialoglardan anlaşılacağı üzere olasılıkla bir bağımlı kişilik bozukluğu vakası (kızımız, 2 yıldır ciddi düşündüğü) sevgilisi var ve yine olasılıkla bir antisosyal kişilik bozukluğu vakası (oğlumuz 7 yıllık evli bir çocuklu) birbirlerini bulmuşlar. Bu nokta da bu iki olası bozukluğa değinmeden edemeyeceğim.
Antisosyal kişilik bozukluğu olan insanlar sosyal koşullara uymakta zorluk çeken insanlardır. Başlangıcı genelde 15 yaşından öncedir. Erkeklerde % 3, kadınlarda % 1 oranında görülmekte olduğu saptanmıştır. Bu kişilerde genetik yatkınlık vardır ve çoğunlukla da erkeklerin birinci derece akrabalarında 5 kat oranında fazla görülür. Gergin, rijit ve saldırgan olabilirler ya da tamamen aklı başında görünüp deneyimli psikologları bile aldatabilirler. Daha küçücük yaştan itibaren yalan söyleme, evden kaçma, hırsızlık, saldırganlık, madde kullanımı, yasadışı aktiviteleri vardır. Aykırı davranışlarından dolayı sıkıntı ve pişmanlık göstermezler. Gösterdikleri pişmanlık genelde timsah gözyaşı şeklinde olur. Çünkü; kendilerine göre uygun açıklamaları hep mi hep vardır. Minareyi çalarlar ve kılıfını da pek güzel bulurlar. İntihar tehditleri, ilişki ve evliliklerinde aldatma yaygındır. Sözel iletişimlerinde başarılıdırlar. Kendilerini iyi pazarlar ve ayaküstü muhteşem yalanlar yazabilirler. *
Gelelim bağımlı kişilik bozukluğuna; efenim bu kişiler yaşamın önemli alanlarında sorumluluk almayan, ihtiyaçları diğerlerine bağımlı, yalnız kaldıklarında rahatsız olan kişilerdir. Freud’a göre oral bağımlı kişiliktir. Tüm kişilik bozuklukları içinde %2,5 oranında görülür. kadınlarda daha sıktır. çocukluğunda kronik hastalığı olan kişiler daha yatkındır. bu kişiler görüşme sırasında uysal, sorulara yanıt verme çabası ve rehberlik arayışı içinde olan kişilerdir. Genç erişkinlik döneminde başlayan, uysal ve yapışkan davranışa ve ayrılma korkusuna yol açacak biçimde kendisine bakılma gereksiminin aşırı olduğu kişilerdir. Başkalarının öğüt ve destekleriyle karar verirler; yaşamlarında sorumluluk almak için başkalarına gereksinim duyarlar; kabul göremeyeceği korkusuyla, başkalarıyla aynı görüşü paylaşmakta zorluk çekerler; kendi başına iş yapma zorluğu vardır. kendine güven yoktur; başkalarının bakım ve desteği için hoş olmayan şeyleri bile yaparlar; tek başına kaldığında kendini rahatsız ve çaresiz hissederler; yakın bir ilişki sonlandığında,başka bir ilişki arayışı içine girerler; kendi kendine bakma durumunda bırakılacağı korkuları üzerine gerçekçi olmayan bir biçimde kafa yorarlar. bu kişilerde pasif ve bağımlı durum kalıcıdır. sürekli bağlanacağı kişiler ararlar. *
Körler ve sağırlar birbirlerini ağırlar şeklinde ilişkiler bu toplumda sandığımızdan da fazladır. Sıklıkla birbirlerinin bozukluklarını onaylayan ve semptomlarını pekiştiren bu kişiler bir puzzle’ın iki parçası gibi birbirlerine cuk diye otururlar. Ta ki; antisosyal olanı başkalarıyla ilişkilerinin sayısını arttırana işin suyunu çıkartana dek. Sonra ne mi olur; yukardaki dialoglarda görüldüğü gibi bağımlı olan aldatıldığını bile bile ve illegal ilişkiler yaşadıklarını bile bile bu kişilerle ilişkiye devam ederler. Ya da başka bir herşeyden habersiz günah keçisi bulup onunla evleniverirler. Çoğunlukla da bu evlendikleri günah keçisini antisosyal eski sevgilileri ile bolca aldatıverirler. Bu yüzden evlilik öncesi danışmanlığı hizmeti almak aslında sorun daha başlamadan en akıllıca yol olacaktır.
- sesimi kaydetmesi sizce güzel bir şey değil mi?
- benim bildiğim kadarıyla izinsiz ses kaydı alınması bir suç…
- olsun o benim sevgilim, istediği kaydı alır…
- peki ya bu kayıtlar sevgilinizin eşinin eline geçerse…
- ………….? ımmm…………? şeyyyy…………? ne dersiniz sizce ben bu adamdan ayrılsam mı?
- hangisinden hanım efendi A. beyden mi? B. beyden mi bahsediyorsunuz?
- …..?
İşin en zor tarafı ise bu bozukluğa sahip kişiler terapiden fayda görmez, fayda görmek istemez ve sürekli onaylanmak isterler. Çoğunlukla da psikoloğu günah çıkartma aracı olarak kullanır ve tatmin olduklarını düşünmediklerinde başka bir psikoloğa, başka bir psikoloğa şeklinde yollarına devam ederler.
Son söz siz siz olun araba almadan önce nasıl koşa koşa ekspertiz yaptırıyorsanız; evlenmeden önce de mutlaka evlilik öncesi terapisi ya da evlilik öncesi danışmanlığı alın.
Ben ve ekibim 30 yıldır evlilik ve aile terapisi, evlilik öncesi danışmanlığı hizmeti vermekteyiz. Sürece başlamak için lütfen bizi telefonla arayarak randevu alınız.
Dr. Psikolog Murat SARISOY
Randevu almak için 7/24 DANIŞMA HATLARIMIZ
Ekibimiz Hakkında Bilgi Almak İçin BİZ KİMİZ?
İzmir Psikolog – Gökyüzü Psikoterapi Enstitüsü Merkezimizin yeri için KONUM
Psikolog Dr. Murat SARISOY Hakkında Tarafsız Tavsiye Sitesinde Yazılan TAVSİYELER
Yazdığım ve basılmış kitapları görmek için KİTAPLARIM linkini inceleyiniz.
Etik, Bilimsel yaklaşımımız ve tam 30 yıllık tecrübemizle yanınızdayız…
Danışma ve Randevu Hatlarımız:
- 0 232 464 00 60
- 0 534 670 23 73
- 0 554 580 25 10