Evlilikte çatışma sorunu nedeniyle; gün geçmiyor ki; ofisime evlilik terapisi için uzun veya kısa çeşitli yıllardır evli olan çiftler gelmesin. Web siteme yardım mesajları atmasınlar ya da yaptığımız görüşmelerin pek çoğunda ise eşler arasındaki çatışmalar terapilerimize konu olmasın. Hemen her gün evlilik çatışmalarını kendileri çözemeyen çiftlerle çalışıyorum.
Evlilikte çatışma, çoğunlukla eşlerin sorun çözme konusunda yaşadığı zorluklar, birbirlerinin farklılıklarını kabul etmedeki güçlüktür. Yani evlilik çatışması, yetersiz bir şekilde yönetilmiş ya da yönetilen çatışmadır. Sıklıkla partnerler açısından tatmin edici olmayan çözümlere ulaşıldığında ya da ulaşılmaya çalışıldığında çatışma meydana gelir. Yani çatışma, çiftlerin birbirine bağlılıklarından kaynaklanan problemleri çözecek stratejilerin başarısızlığından kaynaklanır.
Bazı evlilik kuramcıları ve araştırmacılar çatışmanın çiftler için normal bir olay olduğuna inanmaktadır. Aslında zaten çatışma dediğimiz olgu, genelde bütün ilişkilerde meydana gelen kaçınılmazıdır. Evlilikte çatışmayı evlilik için bir tehdit bir sakınca olarak görmemek gerekir.
Çatışma, bir tarafın kendi isteklerini diğerinin engellediğini veya engellemek üzere olduğunu algılamasıyla başlayan bir süreç olarak da tanımlanabilir. Evlilikte çatışma, eşlerden birinin diğerinin eylemlerine müdahale etmesiyle ortaya çıkabilir ya da birbirine zıt ya da bağdaşmayan ihtiyaç beklentilerden kaynaklanan uyuşmazlık ya da anlaşmazlıklar olarak karşımıza çıkabilir.
Çatışma, özellikle bir kişinin davranışlarının diğer kişinin davranışlarını engelleyici olduğunda en sert şekilde gözlenen bir süreçtir. Özellikle sıkıntılı olaylar, travmalar ve geçiş dönemleri örneğin doğum, iş kaybı vb. durumlar bireylerin evlilikte çatışma olasılığını ve sıklığını arttırmaktadır.
Evlilikte çatışma, genellikle bir eşin diğerine keyifsiz bir şekilde davranması ile başlayabilir, bu durumda eşlerin ya tartışmaya girerler ya da tartışmadan kaçınabilirler. Aslında bu kişilerin o andaki ruh halleriyle çok yakından ilişkilidir.
Asıl sorun, karı-koca veya ebeveyn-çocuk sık sık çatışma halindeyse, önemli olan bunlarla nasıl baş edileceği, nasıl çözüleceğidir. Böyle bir durumda, yani çatışmayla baş edilirse evlilikte çatışma, bozucu veya negatif olmaktan çıkabilir, ilişkileri, güçlendirir çatışmanın öncesindeki hallerinden daha keyifli bir hale gelinebilir. Aslında aile ve evlilik ilişkisi, düzenin ve kişiler arasındaki uyumun sadece uzlaşmayla sürdürülebileceği bir durum olan daimi bir al gülüm ver gülüm ilişkisidir.
Bazı eşler günde bir iki kez çatışma yaşar iken bazı eşler yılda bir iki kez çatışma yaşarlar. Evlilikte çatışmada sözel ifade yerine fiziksel şiddet kullanan çiftler de sık sık karşımıza çıkmaktadır. Belki inanmayacaksınız ama eşlerine şiddet gösteren ya da zarar vermeye çalışan kadınların sayısı sanılanın en az iki ya da üç katı fazladır. Kimi zaman kadının çalışma durumu kimi zaman ise çocuk sahibi olmaya kadar değişiklik gösterebilir. Ancak artan bir şekilde çatışmalar çözümlenebilme oranları düşmekte kimi çatışmalar ise tamamen çözümsüz kalmaktadır.
Günümüzde çevremizde evliliklerin çoğu gönüllü veya zorunlu bir ilişki haline gelmektedir, pek çoğu artık zorunlu hale gelmiş evlilik ilişkilerinde eşler birbirleriyle geçiniyormuş gibi görünseler bile, gerçekten istedikleri için değil birlikte olmak zorunda oldukları için beraberliklerini devam ettirmektedirler. Çiftler evliliklerini zorunlu olarak algıladıklarında yani boşanmanın ve ayrılmanın söz konusu bile olamayacağını düşündükleri zamanlarda eşler arasında çatışmalar sıkça çıkmaya başlar.
Yapılan bazı araştırmalara göre eşler arasında en çok çatışmaya neden olan konular kadın ve erkek eşlerde aynı sırada olmak üzere, en çoktan en aza doğru şöyle sıralanabilir:
.1) İletişim yokluğu,
.2) Sürekli tartışma,
.3) Giderilmemiş duygusal gereksinimler,
.4) Cinsel doyumsuzluk,
.5) Parasal anlaşmazlıklar,
.6) Kayınvalide-kayınpeder,
.7) Sadakatsizlik,
.8) Çocuklara ilişkin çatışmalar,
.9) Otoriter eş,
.10) Şüpheci eş,
.11) Alkolizm,
.12) Fiziksel saldırı ya da şiddettir.
Evlilik süresi arttıkça evlilikte çatışma konuları değişir, yaşlı eşlerin daha az çatışma belirtmelerinin büyük ölçüde aralarındaki iletişimin azalmasına bağlıdır.
Evlilik çatışmalarının varlığı olumsuz evlilikleri düşündürmesinin yanı sıra, hiç çatışmanın olmaması da her zaman iyi bir evlilik vardır anlamına gelmez. Aksine iletişimin kopuk olduğu evlilikler zor durumda evlilikler olmalarına rağmen çatışmaları az olan evliliklerdir. Çatışmanın sonucu olumlu ya da olumsuz olabilir. Eğer evlilik sürüyorsa ve çatışma şiddetli olarak devam ediyorsa, eşler kendilerini değersiz hissedebilirler ve evliliğin bitmesine karşı istekli olabilirler. Çatışma yaşayan ve çatışmasını çözebilen bireyler, evliliklerinde diğerlerine göre daha uyumludur.
Evlilikte çatışmanın çözümlenmesi için üç temel nokta önemlidir:
1.Açık ve şeffaf iletişim,
2.Çatışmanın derecesini ve nedenlerini doğru algılama,
3.Çatışmayı çözmeye yönelik yapıcı çabalar,
Evlilikte çatışmanın nasıl ele alındığı evliliği sürdürme açısından önemlidir. Yapılan takipli çalışmalar çatışmadan uzak duran çiftlerin, evliliklerinde çatışma yaşayan çiftlere nazaran daha az mutlu olduklarını ortaya çıkarmıştır. Yani bu noktada bu veriden hareketle çatışmanın evliliğe dair doğal bir gerçeklik olduğu ve kaçınılmaz olduğu unutulmamalıdır. Eğer çatışma yapıcı bir şekilde ele alınırsa, yani kişiler neden ve nasıl çatıştıklarına odaklanabilirlerse evlilik doyumu ve ilişkinin istikrarı artar. Aksi takdirde çatışma olumsuz bir şekilde ele alınırsa, evli çiftler nispeten istenilen düzeyde olmayan, yetersiz, mutsuz ve keyifsiz bir ilişkiye katlanmak zorunda kalırlar.
Ancak evlilikte sorunlar sadece iletişimle ilişkili konularla sınırlı değildir. Cinsel sorunlar, aldatma, kıskançlık, eşler arası fiziksel ve sözel şiddet, eşler arasındaki görev dağılımındaki eşitsizlikler, eşlerin, çocukların ve hatta eşlerin anne babalarının hastalıkları evlilik uyumunu bozabilmektedir.
Eğer evlilik ilişkiniz de sorunlarınız varsa ya da evlilik uyumunuz bozulmuşsa bu konuda yardım almaktan çekinmemelisiniz. Bu alanda eğitim ve deneyimi olan psikologlar kullandıkları bazı etkili yöntem ve tekniklerle size bu anlamda yardımcı olabilirler. Ancak aile ve çift terapisinde uzman seçerken unutulmaması gereken en önemli nokta birlikte çalışılacak uzmanın temel psikopatoloji eğitimine sahip mesleki tecrübesi ve bilgisi gelişkin bir klinik psikolog olmasıdır.
Merkezimiz terapistleri evlilik terapisi konusunda uzmanlık tezi yapmış düzeyde 30 yıldır bu mesleği icra etmekte olan, herşeyden önce temel eğitimi psikoloji olan ve bunun üzerine master ve doktora eğitimleri de almış ve yanı zamanda tüm bunların üstüne aile danışmanlığı sertifikalı psikologlardan oluşmaktadır.
Dr. Psikolog Murat SARISOY
Randevu almak için 7/24 DANIŞMA HATLARIMIZ
Ekibimiz Hakkında Bilgi Almak İçin BİZ KİMİZ?
İzmir Psikolog – Gökyüzü Psikoterapi Enstitüsü Merkezimizin yeri için KONUM
Psikolog Dr. Murat SARISOY Hakkında Tarafsız Tavsiye Sitesinde Yazılan TAVSİYELER
Yazdığım ve basılmış kitapları görmek için KİTAPLARIM linkini inceleyiniz.
Etik, Bilimsel yaklaşımımız ve tam 30 yıllık tecrübemizle yanınızdayız…
Danışma ve Randevu Hatlarımız:
- 0 232 464 00 60
- 0 534 670 23 73
- 0 554 580 25 10